SEP (ABD) Ulusal Sekreteri Joseph Kishore Kolombo’da “Troçkizmin Yüzüncü Yılı” başlıklı toplantıda konuştu

SEP (ABD) Ulusal Sekreteri Joseph Kishore 10 Aralık 2023 tarihinde Kolombo'da Troçkizmin Yüzüncü Yılı konulu toplantıda konuşuyor

ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin (SEP) Ulusal Sekreteri Joseph Kishore, Pazar günü öğleden sonra, Troçkizmin yüzüncü yıldönümünü anmak üzere Sri Lanka Kolombo’daki New Town Hall’da düzenlenen “Lev Troçki ve 21. Yüzyılda Sosyalizm Mücadelesi” başlıklı geniş katılımlı bir toplantıda konuşma yaptı.

Toplantı Sri Lanka’daki SEP ve Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler (IYSSE) tarafından düzenlendi ve öncesinde 7 Aralık’ta Peradeniya Üniversitesi’nde Kishore tarafından aynı tema üzerine bir başka konuşma yapıldı.

Sri Lanka’nın savaştan zarar görmüş kuzeyinden güçlü bir delegasyonun da katıldığı toplantıya, Kolombo’dan ve dış bölgelerden SEP üyeleri ve destekçileri de dahil olmak üzere yüzden fazla işçi, öğrenci ve ev kadını katıldı.

Toplantıya Sri Lanka SEP Genel Sekreteri Deepal Jayasekara başkanlık etti. Sinhala dilinde yaptığı ilk konuşması SEP Siyasi Komite üyesi M. Thevarajah tarafından Tamilceye çevrildi. Kishore’nin İngilizce olarak yaptığı konuşma Jayasekara tarafından Sinhala diline çevrildi ve Tamilce çevirisi de dinleyiciler için çevrimiçi bir bağlantı aracılığıyla SEP Siyasi Komite üyesi Shreeharan tarafından yapıldı.

Jayasekara konuşmasına Kishore’u sıcak bir şekilde karşılayarak başladı. SEP’in (ABD) ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) uzun süredir üyesi olan ve 28 Kasım’da 73 yaşında aniden ölen Helen Halyard’ın devrimci yaşamının muazzam önemini anlattı. Onun çağrısı üzerine, dinleyiciler, yaşamının 52 yılını dünya Troçkist hareketini inşa etme mücadelesine adamış olan Halyard’a saygılarını sunmak üzere bir dakikalık saygı duruşunda bulundular.

Deepal Jayasekara Troçkizmin Yüzüncü Yılı toplantısında konuşuyor

Kishore, Sri Lanka’da “işçilere ve gençlere hitap edebilmenin” ve “DEUK’un tarihinde böylesine uzun ve önemli bir rol oynamış yoldaşlarla buluşmanın büyük bir onur olduğunu” söyledi. Sri Lankalı SEP önderlerinin, “Troçkizm uğruna, genellikle egemen sınıfın şiddetli muhalefeti karşısında verdikleri ilkeli mücadele nedeniyle, uluslararası sosyalist hareketin her yerinde haklı bir saygı gördüklerini” ekledi. Kishore Sri Lanka şubesinin yaşamını yitirmiş liderlerini, 36 yıl önce ölen Keerthi Balasuriya ve 27 Temmuz 2022’de vefat eden Wije Dias’ı özellikle andı.

İşçilerin ve gençlerin mücadelelerini ulusal değil uluslararası bir perspektife dayandırmaları gerektiğini açıklayan Kishore, “herhangi bir ülkede o ülkenin ulusal özelliklerine dayalı bir yönelim geliştirmenin mümkün olmadığı” şeklindeki temel Marksist ilkeye işaret etti.

Kishore, İsrail’in sağcı Netanyahu rejimi tarafından Gazze’deki Filistinlilere karşı son iki aydır sürdürülen ve sistematik bombalama, öldürme, aç bırakma, tıbbi bakımdan mahrum bırakma ve insanların evlerinden sürülmesini içeren soykırım savaşını özetledi.

ABD ve NATO müttefiklerinin İsrail’in savaşını nasıl aktif bir şekilde desteklediğini detaylandıran Kishore şu yorumda bulundu: “Soykırım eylemlerine verilen açık destek, ancak ABD-NATO ekseninin tüm dünya nüfusunu etkileyen ya da etkileyecek olan küresel savaşının bir parçası olarak anlaşılabilir.”

Kishore, “Amerikan emperyalizmi için İsrail’in eylemlerine verilen destek, dünya hegemonyası çabasıyla bağlantılıdır. Biden yönetimi, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini, açıkça İran’ı hedef alarak Akdeniz’e devasa askeri donanım konuşlandırmak için bir fırsat olarak kullandı. İran ile çatışma, ABD’nin hem Rusya hem de Çin ile çatışmasıyla bağlantılı olarak görülüyor. Gazze savaşı ve ABD-NATO’nun Ukrayna’da Rusya’ya karşı yürüttüğü savaş aslında hızla tırmanan bir dünya savaşının iki cephesidir,” dedi.

Güney Asya’nın küresel jeopolitik gerilimlerin içine nasıl itildiğine dikkat çeken Kishore şunları söyledi: “Dünyanın hiçbir yerinde bu genişleyen çatışmanın dışında kalan bir bölge yoktur. Özellikle Güney Asya ve Sri Lanka da dahil olmak üzere tüm Hint Okyanusu bölgesi, Amerikan egemen sınıfı tarafından başlıca küresel rakip olarak görülen Çin’i kuşatma harekâtına sürükleniyor.”

SEP (ABD) Ulusal Sekreteri Joseph Kishore 10 Aralık 2023 tarihinde Kolombo’da Troçkizmin Yüzüncü Yılı toplantısında konuşuyor

Konuşmacı, aşırı sağcı ve faşist figürlerin uluslararası alanda nasıl yükseldiğini anlatarak ABD eski Başkanı Donald Trump’ı, Hollanda’da Geert Wilders’i, Arjantin’de Javier Milei’yi, Hindistan’da Narendra Modi’yi ve İtalya’da Giorgia Meloni’yi örnek gösterdi.

Bununla birlikte Kishore, “mevcut durumun en önemli faktörü” olarak “tüm toplumsal güçlerin en temeli ve en kuvvetlisi olan işçi sınıfının yeniden canlanışının” önemi üzerinde ısrarla durdu. Kishore, ABD ve Avrupa dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki işçilerin artan grev hareketlerini ve Sri Lanka’daki işçilerin Uluslararası Para Fonu (IMF) destekli kemer sıkma politikalarına karşı mücadelelerini detaylanlı olarak ele aldı.

Kishore, “Her yerde işçiler ve gençler, küresel ölçekte devrimci çözümlerin gerekliliğini ortaya çıkaran bir durumla karşı karşıyalar,” dedi. “Bu durum zorunlu olarak temel siyasi ve tarihsel soruları gündeme getirmektedir. Sosyalizm nedir? 20. yüzyılda ne oldu? Stalinizme bir alternatif var mıydı?”

Kishore, Ekim 1923’te Lev Troçki önderliğinde Sol Muhalefet’in kurulmasıyla başlayan, Troçkist hareketin uluslararası sosyalizm perspektifi ve programı için yürüttüğü 100 yıllık mücadeleyi ayrıntılı olarak ele aldı. Bunu 1938’de Dördüncü Enternasyonal’in kurulması ve 1953’te onun içinde ortaya çıkan tasfiyeci Pablocu eğilime karşı mücadele etmek üzere Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) kurulması izledi.

Kishore, “1930’ların sonunda Troçkizme yönelen” Lanka Sama Samaja Partisi’nin (LSSP) 1935’teki oluşumundan ve “ardından 1942’de LSSP’nin Hindistan’daki çeşitli örgütlerle birleşmesiyle kurulan Hindistan, Seylan ve Burma Bolşevik-Leninist Partisi’nin (BLPI) kuruluşundan” başlayarak Sri Lanka’daki Troçkizmin zengin tarihini ayrıntılı bir şekilde anlattı.

Bu tarih, “BLPI’nin tüm dillerden, dinlerden ve etnik kökenlerden işçileri ve ezilen kitleleri birleştiren ve tüm Hindistan’ı kapsayan devrimci bir mücadele perspektifi temelinde anti-emperyalist harekete güçlü müdahalesini” içeriyordu. Bu tarih aynı zamanda BLPI’nın Britanya Hindistanı’nın 1947’de Müslüman Pakistan ve Hindu egemenliğindeki Hindistan olarak ikiye bölünmesine ve o zamanlar Seylan olarak bilinen Sri Lanka’nın 1948’deki ismen bağımsızlığına muhalefeti de kapsıyordu.

Konuşmacı, “BLPI lideri Colvin R. de Silva’nın Ağustos 1948’de yaptığı bir konuşmada, ‘devletin ulusla, ulusun da ırkla eş zamanlı olması gerektiği’ varsayımıyla Tamil işçilerinin haklarından mahrum bırakılmasına yönelik hamlelere ‘modası geçmiş bir fikir ve parçaları dağılmış bir felsefe’ olarak saldırdığını” ekledi. Kishore ayrıca de Silva’nın şu sözlerini de aktardı: “Tam da faşizm döneminde ulus ırkla eşdeğer hale getirilecek ve ırk devletin yapısında belirleyici faktör olacaktı.”

Kishore daha sonra, “Amerikalı Troçkist James P. Cannon tarafından yayımlanan Açık Mektup’tan bu yana geçen yetmiş yıla” ve DEUK’un 1953’te, 1950’lerin başında Dördüncü Enternasyonal’de ortaya çıkan Pablocu revizyonist eğilime karşı Troçkist hareketi savunmak ve sürdürmek için Troçkizmin Açık Mektup’ta ayrıntılı olarak açıklanan temel ilkelerine dayanarak kuruluşuna değindi.

Kishore, Pablocu revizyonizmin LSSP’nin milliyetçi bir çizgide siyasi yozlaşmasını nasıl açıkça teşvik ettiğini ve bunun 1964’te LSSP’nin dönemin Başbakanı Sirima Bandaranaike’nin burjuva koalisyonuna girdiği Büyük İhanet ile sonuçlandığını anlattı.

Konuşmacı, SEP’in öncülü olan Devrimci Komünist Birlik’in (RCL), 1968’de, DEUK’un önderliğinde, “Pablocu LSSP’nin sosyalist enternasyonalizm programına ihanetinden gerçek dersler çıkarmak için” verilen bir mücadele temelinde kurulduğuna dikkat çekti.

Kishore, dünyanın dört bir yanında mücadeleye giren işçilerin ve gençlerin “devrimci sonuçlar çıkarmaya başladıklarını” açıkladıktan sonra şunları söyledi: “Her ülkede işçilerin karşı karşıya olduğu görev, işçi sınıfı içinde, iktidarı suçlu oligarklardan ve savaş çığırtkanlarından, soykırımcılardan ve onların suç ortaklarından almak ve sosyal ve ekonomik yaşamı dünya ölçeğinde toplumsal eşitlik temelinde yeniden düzenlemek için mücadele edecek gerçek bir sosyalist hareket inşa etmektir. Bu görevi yerine getirirken işçiler ve gençler tarihten kaçamazlar.”

Kishore sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün, geçmiş tarafından biçimlendirilir ve şekillendirilir. Geçmişin deneyimleri temelinde, bugünün sorunlarıyla başa çıkma ve gelecekte sosyalist bir toplum inşa etme zorluğunun üstesinden gelebileceğimizi kanıtlayacağız.”

Soru-cevap oturumunda, DEUK-SEP’in işçilere kendi taban komitelerini kurma çağrısı ile devrimci partiyi inşa etme mücadelesi arasındaki ilişki üzerine bir soruyu yanıtlayan Kishore, DEUK-SEP’in, işçilere eylem komitelerine katılırken sosyalizmi ve devrimci politikayı kabul etmeleri için herhangi bir koşul dayatmadığını açıkladı. “Ayrıca, siyasi sorunların önemini gizlemiyor ya da küçümsemiyoruz. İşçilere hakları için mücadelenin sendikal aygıtın ihanetlerine karşı bir mücadele olduğunu anlatıyoruz. Bu mücadelenin gelişimi nihayetinde egemen sınıfa ve kapitalist sisteme karşı bir mücadeledir. Ayrıca, temel haklar için verilen bu mücadele diğer sorunlardan ayrı tutulamaz. Dolayısıyla emperyalist savaşa karşı mücadeleye bağlıdır.”

Kishore, taban komitelerindeki mücadelelere atıfta bulunarak, bu taban komitelerindeki işçilere hakları için mücadele ederken gerekli siyasi rehberliği sağlayabilecek olanların, DEUK’un siyasi programı ve siyasi konulardaki netliği temelinde eğitilmiş ve yetiştirilmiş işçiler olduğunu açıkladı: “Bu zorlu görevlerde parti siyasi meseleleri dikkate alır. Örgütsel konulara öncelik verildiğinde, bu ‘örgütsel oportünizm’ anlamına gelir. Bizim asıl odak noktamız tarihsel meselelerin açıklığa kavuşturulmasıdır ve bu da ancak Troçkizmin tarihinin anlaşılması temelinde yapılabilir.”

Kishore şunları ekledi: “İşçi sınıfının siyasi önderliği bu dersler üzerine inşa edilmelidir ve sosyalizmin gerçekleştirilmesi ancak bu şekilde mümkündür. Dünya genelinde devrimci mücadeleler gelişiyor ve işçi sınıfı mücadeleleri de gelişiyor. Hareketimiz, işçi sınıfının teorik ve politik olarak gerekli düzeye yükseltilmesi anlayışına dayanmaktadır. Kitlelere ancak bu yöntemle yaklaşabiliriz.”

Deepal Jayasekara Troçki’nin İhanete Uğrayan Devrim kitabının ilk Tamilce baskısını Joseph Kishore’a teslim ederken

Jayasekara, toplantıyı kapatmadan önce, Troçki’nin 1936’da yazdığı anıtsal eseri İhanete Uğrayan Devrim’in Tamilce çevirisinin Sri Lanka SEP’in yayınevi Kamkaru Mawatha/Tholilalar Pathai Publishers tarafından yayımlandığını duyurdu. DEUK’un Fransa şubesinden yoldaşlara, yayının çevirisini, redaksiyonunu ve mizanpajını ayarladıkları için özellikle teşekkür etti. Kitabın bir kopyasını Kishore’ye verdi.

Toplantı başkanının SEP’in parti inşa fonuna katkı çağrısı üzerine dinleyiciler 16.000 rupinin üzerinde bağışta bulundu. Toplantı Enternasyonal marşının söylenmesiyle sona erdi.

Loading